Bilim insanları evrenin Büyük Patlama dediğimiz muazzam bir enerji ve ışık patlamasıyla başladığına inanıyorlar. Bu patlama, var olan her şey için bir başlangıçtı, evrenin, uzayın ve hatta zamanın başlangıcı.
Bugün gözlemlediğimiz hiçbir şey o andan önce yoktu.
Dahası, tüm bunların var olmasına neden olan şey, zamanın, mekânın ve maddenin dışında bir şeydi.
Evrenin bir başlangıcı olduğu ve her zaman var olmadığı gerçeği, Rabbin varlığıyla ya da yokluğuyla ilgilenmeyen bilim insanlarının önlerine büyük zorluklar çıkarmıştır.
Bilim insanları Büyük Patlama Teorisinden eminler mi?
Evet. 1920’lerin sonunda, gökbilimci Edwin Hubble teleskopundan gökadalarının (milyonlarca ışık yılı uzaklıkta) fantastik hızlarda birbirlerinden uzaklaştığını gördü. Bu, onları birbirinden uzaklaştıran bir kuvvetten kaynaklanmıyordu. Bilakis, hepsi bir başlangıç noktasından gelen ilkel bir patlama sonucunda hareket ediyorlardı.
Bu çıkış noktasına göre, evrendeki tüm kütle, tek bir atomdan daha küçük sonsuz yoğunluktaki tek bir noktaya sıkıştırılmıştı.1 Sonrasında kozmik bir patlamada -Büyük Patlama- evren ortaya çıktı. Nobel Fizik ödüllü Steven Weinberg bu konuyu şöyle açıklamaktadır: “Saniyenin yaklaşık yüzde biri hakkında güvenle konuşabileceğimiz en erken zamanda evrenin sıcaklığı yaklaşık yüz bin milyon (1011) santigrat dereceydi. Bu, en sıcak yıldızın merkezinden bile daha sıcaktır. Aslında o kadar sıcaktır ki, sıradan bir maddenin, moleküllerin, atomların bileşenleri hatta atomun çekirdeği bile bu sıcaklıkta bir arada bulunamaz.”2 ve şöyle devam eder: “Evren ışıkla doluydu.”
Bu ifade esrarengiz bir şekilde Kutsal Kitapta yazılanlarla benzerdir:
“Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu.
Tanrı, “Işık olsun” diye buyurdu ve ışık oldu.”3
Tüm büyük dinlerin kutsal metinlerine bakıldığında, sadece Kutsal Kitapta bilim insanlarının keşfettiği bilgiler yer almaktadır: evrenin başlangıcında evrenin dışından bir ışık patlaması oldu. Bununla birlikte uzay, madde ve zaman meydana geldi. Her şeyin tek bir başlangıç noktası vardı. Kutsal Kitap, Yaratılış bölümünde defalarca “ve Rab öyle olsun dedi” der ve devamında “ve ardından öyle oldu” diye ekler.
Bunun yerine, içinde bulunduğumuz evren, yerçekimi, elektromanyetizma, ışık hızı vb. fizik yasalarıyla var olmuş olabilir mi?
Hayır, çünkü bunlar henüz var olmamıştı. Evrenin başlangıcı, fizik yasalarını üretti, her şey zaten onlar var olmadan önce başlamıştı.
Kendini agnostik olarak tanımlayan Robert Jastrow, evrenin var olmasıyla ilgili şöyle der: “Evrende olan her şeyin tohumu o ilk anda ekildi; evrendeki her yıldız, her gezegen ve her canlı kozmik bir patlama anında harekete geçen olayların sonucu olarak oraya çıktı. Bu tam bir Yaratılış anıydı. Evren bir anda ortaya çıktı ve buna neyin neden olduğunu bulamadık.”4 Belirtildiği gibi, bu sonuç ateist bilim insanları için üzücü bir durum yarattı. Çünkü bir reaksiyonu gözlemlemek ve nedeni belgeleyememek rahatsız ediciydi.
Jastrow şu sonuca varır, “Aklın gücüne olan inancıyla yaşayan bilim insanları için, bu hikâye kötü bir rüya gibi biter. Cehalet dağlarını ölçeklendirir, en yüksek zirveye ulaşmak üzeredirler; son kayayı da tırmandıklarında yüzyıllardır orada oturan bir grup ilahiyatçı tarafından karşılanırlar.”5
Gökbilimci Hermann Bondi, Thomas Gold ve Fred Hoyle’un 1948’de “süredurum kuramlı” evren olarak bilinen şeyi geliştirdiklerinde bilim insanlarının nasıl rahatladığını düşünün. Böylelikle, yaratılışa veya bir sebebe gerek kalmamıştı.
1960’larda, Bell Laboratuvarı’ndaki iki radyo mühendisi (Arno Penzias ve Robert Wilson) uzaydan gelen gizemli radyasyonu keşfettiğinde Süredurum Kuramı yıkıcı bir darbe almış oldu. Radyasyon her yönden eşit olarak geliyordu; sıcaklığı ölçüldüğündeyse kaynağı doğrulandı. Radyasyon sonradan var olmuştu ve evrenin tek bir kısmından gelmiyordu; özgün, yaratılış anından geliyordu.
Daha sonra, 1996’da NASA’nın Kozmik Arka Plan Işıması Keşif (COBE) uydusu, evrenin başlangıcından beri var olan arka plan radyasyonunun, evrenin patlayıcı bir başlangıca sahip olduğuna işaret ettiğini doğruladı. Bugün evrenimizde bulunan hidrojen, lityum, döteryum ve helyum seviyeleri de bunu doğrulamaktadır.
Hala Büyük Patlama Teorisinin etkilerine karşı koymak isteyen bilim insanları var mı?
Evet, iki seçeneği de kabul etmeyenler mevcut; ilki bilinmeyen bir yaratılış nedeninin olması, ikincisiyse Rabbin her şeyi yaratması. Onlarsa üçüncü bir seçeneği tercih ediyorlar.
Üçüncü seçeneği tercih eden bilim insanları tüm evren, enerji, mekân ve zamanla ilgili ne gibi açıklamalar yapıyor?
Bilimin dayandığı “var olmaya başlayan her şeyin bir nedeni olmalıdır” temel önermesini basitçe reddetmeye çalışıyorlar.
Fizikçi Victor Stenger, evrenin “nedensiz var olmuş olabileceğini” ve “hiçlikten ortaya çıkmış olabileceğini” söylemiştir.6 Filozof Bertrand Russell, Rabbin varlığı üzerine yaptığı bir tartışmada bu görüşü benimsemiş ve “Evren tam da burada ve hepsi bu kadar” demiştir.7
Bir şeyin sonsuz olduğunu söylemek önemli bir şeydir, böylelikle var oluş nedenine dair bir şey söylemeye gerek kalmaz. Ancak bilimsel olarak bir şeyin başlangıcını, anlık başlangıcını gözlemlemek ve daha sonra bunun bir nedeni olmadığını söylemeye çalışmak tamamen farklıdır.
Tüm filozofların en şüphecilerinden biri olan David Hume bile bu görüşü gülünç bulmuştur. Tüm şüpheci tavırları için, Hume nedenselliği asla reddetmemiştir. 1754’te Hume şöyle yazdı: “Asla böyle saçma bir görüş ileri sürmedim, çünkü bir şey sebepsizce ortaya çıkabilir.”8
Bilimsel saf bulgular sürekli olarak tek bir sonuca işaret eder: evrenin tek bir başlangıcı, patlaması vardı. Bildiğimiz her şeyin, evrenin, zamanın, mekânın, zamanın, bilimsel yasaların, hepsinin tek bir başlangıcı vardı. Daha önce Rabbe inanmak istemiş ama doğruluğu kesin olan bilimsel gerçeklerle çelişmek istemediysen, bilim sana Rabbin var olduğunu ve her şeyi güçlü bir şekilde yarattığını düşünmek için nedenler sunar.
Başlangıçtan beri var olan sonsuz ve zamanın dışında olan Rabbin, zamanı yarattığı sonucuna varmak mantıklıdır. Her yerde mevcut olan ve mekanla sınırlanamayan Rab uzayı yaratmıştır. Ruhsal, fiziksel olmayan ve maddenin dışında olan Rab, evrenimizin ve her şeyin kaynağıdır. Bu Kutsal Kitap boyunca açıkça tekrarlanan bir mesajdır.
“Başınızı kaldırıp göklere bakın. Kim yarattı bütün bunları?
Yıldızları sırayla görünür kılıyor, her birini adıyla çağırıyor.
Büyük kudreti, üstün gücü sayesinde hepsi yerli yerinde duruyor.”9
“RAB’bin adına övgüler sunsunlar,
Çünkü O buyruk verince, var oldular.”10
Kutsal Kitap, Rabbin yeryüzünü yaşamak için oluşturduğunu, en başından beri aklımızda, bizimle birlikte olduğunu söyler. İnsanlara yaşam nefesini vermiş ve O’nu arayıp bulabilmemiz için kısa bir süre yeryüzünde kalmıştır. Eğer O’nu tanımaya gelmezsek, varoluşumuzun tüm amacını kaçırmış oluruz. Varlığımızın nedenini Rabden iyi kim bilebilir?
Evrenin yazarının kim olduğunu bilmek ister misin? İşte sana sundukları:
“Tanrı’ya yaklaşın, O da size yaklaşacaktır. Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Ey kararsızlar, yüreklerinizi paklayın.”11
“Kendimi size buldurtacağım” diyor RAB. “Sizi eski gönencinize kavuşturacağım. Sizi sürdüğüm bütün yerlerden ve uluslardan toplayacağım” diyor RAB. “Ve sizi sürgün ettiğim yerden geri getireceğim.”12
“RAB şöyle diyor: “Bilge kişi bilgeliğiyle, güçlü kişi gücüyle, zengin kişi zenginliğiyle övünmesin. Dünyada iyilik yapanın, adaleti, doğruluğu sağlayanın ben RAB olduğumu anlamakla ve beni tanımakla övünsün övünen. Çünkü ben bunlardan hoşlanırım” diyor RAB.”13
Evrenin başlangıcını yaratan Rabbi tanıma fırsatımız var.
Rable bir ilişkiye başlamak ister misin? Aşağıda linki yer alan Tanrı’ya Ulaşmak makalesini okuyarak başlayabilirsin:
https://www.tanriyitanimak.com/konular/ulasmak.html
Evrenin nasıl oluştuğunu açıklayan bu kısa bilim makalesinin bölümleri Dinesh D’Souza’nın “Hristiyanlıkla İlgili Harika Olan Şeyler” kitabı (Regnery Yayımcılık, 2007) 11. Bölümden alınmıştır.
► | Tanrı'yla arkadaşça bir ilişki başlatmaya ne dersiniz? |
► | Bize e-mail ile ulaşın… |
Dipnotlar: (1) Dinesh D'Souza, What's So Great about Christianity, (Regnery Publishing, Inc,; 2007) s118. (2) Steven Weinberg; The First Three Minutes: A Modern View of the Origin of the Universe; (Basic Books,1988); s5. (3) Kutsal Kitap, Yaratılış 1:1-3 (4) Robert Jastrow; "Message from Professor Robert Jastrow"; LeaderU.com; 2002. (5) Robert Jastrow; God and the Astronomers; (Readers Library, Inc.; 1992) (6) Victor Stenger, "Has Science Found God?" (Free Inquiry, Vol. 19. No. 1), 2004. (7) Bertrand Russell and Frederick Copleston, "The Existence of God," in John Hick, ed., The Existence of God (New York: Macmillan, 1964), s 175. (8) J.Y.T.Greid, ed., The Letters of David Hume (Oxford: Clarendon Press, 1932), s 187. (9) Kutsal Kitap, Yeşaya 40:26 (10) Kutsal Kitap, Mezmurlar 148:5 (11) Kutsal Kitap, Yakup 4:8 (12) Kutsal Kitap, Yeremya 29:14 (13) Kutsal Kitap, Yeremya 9:23-24