Hıristiyan için felsefedeki en temel problemlerden biri, Akıl ve İmanı nasıl birbirleriyle birleştireceği sorunudur. Esinleme'nin (Vahiy) filozofik gerçeği belirlemedeki rolünü bilmek hayatınızı nasıl etkileyecektir? Peki aklın sorgulama yoluyla gerçeği belirlemedeki rolü nedir? Bunlar kolay sorular değildir.
Esin ve sorgulama (aklın gerçeği arama metodu, kısaca merak ile karşılaştırabilirsiniz) terimlerinin kökenlerini bilmeliyiz. 'Esin' insansal güçle ulaşılamayan ve keşfedilemeyen Tanrı'nın sahip olduğu gerçeğin bize doğaüstü yolla ulaştırılmasıdır. 'Sorgulama' gerçeği keşfetmekte kullandığımız insanın doğal yeteneğidir.
Sorgulama, gerçeği bilmenin bir yoludur: Anlama, keşfetme veya kanıtlama. İman da aynı şekilde gerçeği bilmenin bir yoludur. Hiçbir insan imana sahip olmadan yeryüzünde yaşamadı. Hepimiz imanın öğretmenlere, arkadaşlara, köşe yazarlarına, politikacılara güvenme olduğunu biliyoruz.
Gerçeğin bulunmasına yönelik sorunu çözmek, iman ve sorgulamayı bir araya getirince karşımıza 5 farklı grup çıkıyor. Bunu anlayabilmek için ortaokul matematiğindeki kümeleri bilmeniz bile yeterlidir.
1. A'daki tüm elemanlar B'nin de elemanıdır, fakat B'nin tüm elemanları A'nın elemanı değildir.
2. B'nin tüm elemanları A'nın da elemanıdır fakat A'nın tüm elemanları B'nin elemanı değildir.
3. A'nın tüm elemanları B'nin de elemanıdır.
4. A'nın hiçbir elemanı B'nin elemanı değildir, B'nin hiçbir elemanı A'nın elemanı değildir.
5. A'nın tüm elemanları değil, bazı elemanları B'nin de elemanıdır, B'nin de bazı elemanları A'ya aittir (Kesişim).
Bunu aynen İman ve Akla (Sorgulamaya) uygularsak aynı şekilde 5 farklı görüşle karşılaşırız:
1. İman'la bilinen herşey Akıl ile de bilinebilir, fakat Akıl ile bilinen herşey İman ile bilinemez.
2. Akıl ile bilinen herşey aynı zamanda İman ile de bilinebilir, fakat İman ile bilinen herşey Akıl ile bilinemez. Akıl imanın bir alt sınıfıdır.
3. İmanla bilinen herşey Akıl ile de bilinebilir, Akıl ile bilinen herşey İman ile de bilinebilir. Burada Akıl ve İman birbirleri yerine kullanılabilir.
4. İmanla bilinen hiçbir şey Akıl ile de bilinemez. Akıl ile bilinen herhangi birşey İman ile de bilinemez. İman ve Akıl birbirlerinden tamamen farklıdır.
5. İmanla bilinen herşey değil, fakat bazı şeyler Akıl ile de bilinebilir; Sorgulama ile bilinen herşey değil fakat bazı şeyler İmanla da bilinebilir. İman ve Akıl birbirleriyle kesişim içindeler.
Unutmayalım ki, buradaki AKIL anlamak, keşfetmek veya sorgulayarak kanıtlamak anlamlarının herbiri anlamına gelebilir ve bu anlamları kapsar.
Şimdi gerçeği bulmak için kullanılan bu 5 muhtemel yanıtı inceleyelim:
Akılcılık imanla bilinen herşeyin akılla da bilinebileceğini veya anlaşılabileceğini veya keşfedilebileceğini söyler. İman aklın altındadır ve alt kümesidir.
Destekleyicileri:
Bu fikre inananlar arasında Hegel, radikal şekilde esinlemeyi (vahyi) kendi felsefesine uydurdu (Evrenin yoktan varoluşunu ve Mesih'in Tanrı'lığını reddeder). Immanuel Kant ve Benedict Spinoza da sadece insansal sorgulama yoluyla gerçeğin bulunabileceğine inananlardandır. Mucizeler reddedilir ve Kutsal Kitaplar mucizelerden arındırılır.
Sadece iman ile en azından gerçek bilgiye ulaşabiliriz. Nasıl yukarıdaki birinci maddede Sadece Akıl ile kesin gerçeklerin bilinebileceği söyleniyorsa, benzer şekilde de Sadece İman ile kesin gerçeklere ulaşabiliriz.
Destekleyicileri:
Sören Kierkegaard, insan aklının hiçbir şekilde tanrısal bilgiye ulaşamayacağını söyler.
Karl Barh, Tanrı'nın tamamen bizden 'başka' olduğunu söyler. İnsanın doğaüstü esinlemeye ihtiyacı olmadan uzakta olan Tanrı'yı bilmesinin olanaksız olduğunu söyler. Tanrı'nın doğa aracılığıyla bizlere konuşmadığını, insanın kendisinin çok derin günahlı olduğu için Tanrısal bilgiyi kendi sorgulama yetenekleriyle edinemeyeceğini söyler.
İmanla bilinen herşeyin akıl ile de bilinebileceğini söyleyen bu görüş, mantıken olasılık içinde olmasına rağmen, bu görüş bugüne dek benimsenmedi.
Dualizm, günümüzün tutulan popüler görüşüdür. Din ve felsefe, kutsal ve dünyasal ayırımı, modern çağın karakteridir. Dualizm basitçe, İmanı ve Aklı birbirlerinden koparır ve her ikisini farklı odalara yerleştirir. Bunu genellikle (a) sorgulamayı bilimselliğe, matematiğe ve tecrübelere indirgeyerek (b) imanı da kişiselleştirip, subjektif davranışa indirgeyerek yapar. Böylece akıl ve iman genel ve kişisel alanları temsil eder.
Ezoterik Uzak Doğu inançlarına inanıyorsanız kişisel mistik tecrübelerinizden dolayı dualizme inanmanız gayet mantıklı gelir; fakat eğer Yahudi, Müslüman veya Hıristiyansanız bu kabul edilemez.
Birçok kişi 5. maddenin en mantıklı ve kabul edilebilir olduğu konusunda bizimle aynı fikirde olacaktır. Bu üç farklı gerçeğin ayrımını yapar:
a. İmana dayalı olan fakat akla dayalı olmayan gerçek
b. Hem imana hem de akla dayalı gerçek
c. Akla dayalı fakat imana dayalı olmayan gerçek
Sadece imana dayalı gerçekler Tanrı tarafından esin yoluyla açıklanan fakat sorgulama yoluyla keşfedilemeyen, kanıtlanamayan veya anlaşılamayan şeylerdir (Örneğin; Üçlübirlik, Mesih'in günahlarımız için kefaret olması). Tanrı'nın bizlere esinle açıkladığı, hem imana hem de akla dayalı gerçekler aynı zamanda anlaşılır, keşfedilebilir veya sorgulama yoluyla kanıtlanabilir (Örneğin; Tanrı'nın varlığı, objektif ahlaki yasa veya ölüm sonrası yaşam). Tanrı'nın bizlere esinle açıklamadığı, imana dayalı olmayan fakat sorgulama (akılla) yoluyla bulunabilen, keşfedilebilinen ve anlaşılan şeyler (Örneğin; doğa bilimleri, biyoloji, fizik, kimya vs.).
Eğer bu beşinci madde gerçek ise, demek ki bir Hıristiyanın yapması gereken iki şey vardır:
a. Akıl ve imanın kesişim bölgesindeki (B) tüm iddiaları kanıtlamak.
b. Kesişim dışında olan iman bölgesi (A) içindeki tüm iddiaları yanıtlamak.
Bizler A bölgesi içindekileri kanıtlayamayız (örn. Üçlübirlik), fakat ona karşı yapılan iddiaları yanıtlayabiliriz. Örneğin diyelim ki bir Müslüman arkadaşımız bize Üçlübirliğin aslında 'Üç Tanrı' olduğunu söylüyor. Biz bu iddiasının yanlış anlaşılma olduğunu söyleyebiliriz; üç kişiliğin üç tanrı anlamına gelmediğini, fakat tek Tanrı'da üç kişilik olduğunu söyleyerek yanıtlayabiliriz. Örneğin, bir mantıkçının herhangi birşeyi aynı anda hem tek hem üç olarak anlandırmanın çelişki doğurduğunu söylediğini varsayın. Biz, Tanrı'nın üç değil, bir doğası olduğunu ve bir değil üç kişiliği olduğunu söyleyerek yanıtlayabiliriz. Üçlübirlik en azından bizim kadar - iki doğa (akıl ve madde, beden ve ruh) ve bir kişilik- (İki doğada bir kişilik) karmaşıktır.
Hıristiyanlar, imana yönelik iddiaları yanıtlayabildiği için İnanç Savunması yapabilmeleri mümkündür fakat buna rağmen imanın her noktasında İnanç Savunması yapmak olanaklı değildir.
İnsanın günaha düşüşünden dolayı insanın aklıyla sorgulaması da mükemmel değildir, bozulmuştur fakat buna rağmen hala geçerlidir ve kullanılabilir - sakat bir beden örneği gibi. Sorgulama (akıl), sizin neden plaja gidip denizde yüzmeniz gerektiğine ikna edebilir ancak, sizin Tanrı denizine girmek için iman adımı atmanız gerekir. Sadece İman'a (madde 2) göre siz plaja bile gidemezsiniz; Sadece Akıl'a göre (madde 1) siz denize girebilirsiniz.
Kaynaklar ve Dipnotlar
Bu makale aşağıdaki kitaplardan özetlenmiş ve bazı eklemeler ile oluşturulmuştur:
1. Introduction to Philosophy, A Christian Perspective
Dördüncü Kısım, 17.bölüm 'The Relationship Between Faith and Reason'
Norman Geisler ve Paul D. Feinberg
ISBN:0-8010-3818-9
2. Handbook of Christian Apologetics
Kısım 1: Giriş, 2. bölüm 'Faith and Reason'
Peter Kreeft ve Ronald K. Tacelli
ISBN: 0-8308-1774-3
► | Tanrı'yla arkadaşça bir ilişki başlatmaya ne dersiniz? |
► | Bize e-mail ile ulaşın… |
Dipnotlar: [1] Başlığında orijinali 'The Relationship Between Faith and Reason'dır. Genel tartışmalarda Nedenselleme, Sorgulama kelimesi yerine herkesin anlayabileceği kelime 'akıl' çevirisinin daha uygun bulduğum için 'Akıl' kelimesini Sorgulama/Neden kelimesi yerine kullandım. Ancak yazı içinde bazı yerlerde 'sorgulama' ve akıl kelimesini eş anlamlı olarak da kullanılmasını gerekli gördüm. Bu konuyu detaylı incelemek isteyenler Dipnotlar kısmında kaynakları kullanabilirler.