ARAMA
Bak - Keşfet - Sor
ARAMA
Birçok insan için Koronavirüs (COVID-19) endişe verici bir kaygıya dönüştü. Salgınların gerçekleştiği ülkeler çoğalmaya ve ölüm sayıları artmaya devam ediyor.
Ancak, bunun yanı sıra diğer tehditler sebebiyle de endişe duyuyor olabilirsin. Her gün stres yaratan farklı nedenlerle karşı karşıya geliyoruz. Liste çok uzun… Terör, iklim değişikliği, ırkçılık, savaşlar, devletin yetersizliği, yoksulluk, cinsel saldırı, kölelik, doğal afetler, finansal problemler, hastalık, iş güvenliği, stresli ilişkiler, bağımlılık, vb.
Bunları listelemek bile acı verici.
Artık bizi neyin kişisel olarak etkilediğinin farkında bile değiliz. İnternet bizi küresel vatandaşlar haline getirdi. Her gün ve her dakika, dünyanın dört bir yanında gerçekleşen ciddi sorunların farkındayız.
Haber sayfaları korkumuzu besliyor, çünkü insan olarak endişe veren olaylara dikkat etme eğilimindeyiz. Ancak kaygının nedeni çoğunlukla kişiseldir, hayatlarımızda ne olduğudur.
Koşulları kontrol edemediğimizi gördüğümüzde hissettiğimiz batma-boğulma hissi, risk altında ve güçsüz hissetmemize neden olur. Bu, bize bir şeylerin yapılması ve bundan kaçamama veya var olan durumu değiştirmeme korkusudur.
Tüm bunlarla uğraşırken, huzurlu hissetmenin bir yolu var mı? Evet.
Bu makale sana Koronavirüs salgını veya diğer endişe verici olaylarla huzurla başa çıkman için gerçek ve güvenilir yollar gösterecek.
Öncelikle, ilaçlar hakkında konuşalım. Eğer sıklıkla kaygıyla mücadele ediyorsan, kaygıların seni depresyona veya kendine zarar verme eğilimine sürüklüyorsa, lütfen tıbbi yardım almak için doktora başvur. İlaç kullanmanı gerektiren kimyasal bir dengesizlik yaşıyor olabilirsin. Bazen beynimizdeki kalıplar, yeni düşünce yolları yaratabilmek için tıbbi yardıma ihtiyaç duyar.
Tıpkı diyabet hastalarının insüline ihtiyaç duyması gibi, endişelerini daha objektif ve sakin bir şekilde görmeni sağlayan ilaçlar var. İlaçların endişe ve kaygı duyan birçok kişinin hayatını büyük ölçüde iyileştirdiği görülüyor.
Ancak, durumları sakin ve rasyonelce değerlendirebilmek, sadece çözümün bir parçası. Yardımcı olsa da iş gerçek huzuru sağlamaya geldiğinde ileri gidemiyor.
Koronavirüs’ün ülkende azaldığını duymak rahatlamana yardımcı olur, ancak kaygıya neden olacak birçok potansiyel neden daha var. Hayat zorlayıcı.
İhtiyacın olan şey, zor durumlara rağmen, zihninin ve kalbinin dinlenmesini sağlayan kalıcı bir iç huzurdur.
Yıllarca bir ateist olarak, her zaman güvenilir olacak bir felsefe aradım. Bana hayatım boyunca rehberlik edecek ve her durumda “çalışacak” bir felsefe istedim. Sartre, Plato, Sokrates, Dostoyevski, Nietzsche, Hume ve birçok başka insan üzerine araştırma yaptım. Sonunda elde ettiğim bilgi ise felsefenin yetersiz olduğuydu. Omuzlarımdaki yükleri halen taşıyorum.
Psikoloji de buna benzer olabilir. Yardımcı olabilir, ancak psikologlar çoğunlukla var olan koşulları farklı görmemizi sağlamaya çalışırlar. Binlerce insana tanı konurken ve ölüm sayısı gün geçtikçe artarken, Koronavirüs’ü (COVID-19) farklı görmek zor.
Her şeye rağmen gerçek huzuru arayışımda din de faydasız gözüküyordu. Ritüel, meditasyon ya da yeni bir öğreti arayışında değildim. Tüm bunlar sadece dışardan alınan, içeriye bir faydası olmayan destekler gibiydi. Gerçek sorunlardan kafanı uzaklaştırmaya çalışan akıl oyunları gibi ya da asıl meseleye odaklanmadan olumlu düşünme, plasebo etkisi gibi geliyordu.
Hayattaki gerçek zorlukların potansiyelini biliyordum. Hayat karşıma ne çıkarırsa çıkarsın kullanabileceğim güvenilir bir yaklaşım öğrenmek istedim. Çoğu insan bilimin Koronavirüs’ün hem tedavisini hem de önlemesinin bir yolunu bulacağını umuyor. Ancak, virüs yayıldıkça, bize de ulaşması, mutasyona uğrayıp yıllarca sürmesi de bir olasılık.
Kalıcı bir huzur kaynağı ararken, hayatına hayran olduğum biriyle arkadaş oldum. Sık sık Rab hakkında konuşuyordu ve Rabbin gerçekten var olup olmadığını merak etmeme neden oldu. Rabbin var olma olasılığı, bende uzun bir sorgulama, araştırma ve pek çok güçlü savunmaya kararlılıkla tutunma sürecini başlattı. İstediğim son şey, gerçek olmayan bir şeye inanmam için kandırılmaktı.
Yaklaşık bir buçuk yıl süren ciddi bir arayıştan sonra, Rabbin delilleri kaçınılmaz hale geldi. Beni Rabbin varlığına inandıran ve kabul ettiren bilimdi. Dünyanın güneşle mükemmel konumu, suyun karmaşık özellikleri, insan vücudunun tasarımı vb.
Yeryüzünde yaşamın olması için gereken çok sayıda bilimsel gerçek “şansı” anlamsız kıldı. Rabden onunla ilişki kurabilmek için hayatıma girmesini istedim. Mezmurlar 46:1’de diyor ki “Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür, sıkıntıda hep yardıma hazırdır.”, ben de bunu görmek istedim.
Rabbin var olduğunu ve aslında bizi önemsediğini bilmek, koşullar ne olursa olsun huzurlu olma yeteneğimiz üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Nasıl olduğunu açıklayayım.
Bir zorba tarafından rahatsız edilen 8 yaşında küçük bir erkek çocuğu hayal edin. Öğle yemeğine her gün el koyuluyor, fiziksel olarak zarar görüyor ve eğlenmek için küçük düşürülüyor. Çocuk zorbayla konuşmaya çalışsa da işe yaramıyor, ondan kaçmaya çalışsa da başarısız oluyor. Öğretmenine söylese de pek bir faydası olmuyor.
Sonra bir gün daha büyük (zorbadan da büyük) bir öğrenci işin içine giriyor ve ona artık terör estirme günlerinin sona erdiğini söylüyor. Rahatsız edilen öğrenci de huzura kavuşuyor. Zorba hala okulda ancak yine de çocuk artık huzurlu, çünkü ondan daha büyük biri onunla ilgileniyor.
Hayatta bize de aynı yardım sunuluyor. Rab, bu salgın virüs de dahil olmak üzere, karşımıza çıkan herhangi bir problemden daha büyüktür. Rab bizi yarattı ve bizimle istemli olarak ilgilenmek istiyor.
Hayattaki baskıların ortasındayken, İsa Mesih Matta 11:28’de şefkatle şöyle diyor “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm.”.
Bu evreni, galaksileri, yıldızları ve gezegenleri, milyarlarca yaşam ve bitki türünü, karmaşık ekosistemleri ve insan yaşamını yaratan Rabdir. Yeremya 32:17 şöyle diyor “Ey Egemen Rab! Büyük gücünle, kudretinle yeri göğü yarattın. Yapamayacağın hiçbir şey yok.”; Rab bize yardım etmek için, bizi kendisine davet ediyor.
İsa Mesih, Rabbi sürekli olarak cennetteki “Babamız” olarak tanımlar. İyi bir baba çocuklarını koruyacak, her şeyi sağlayacak, öğretecek, sevecek, ilgilenecek ve her şeyi çocukları için feda edecektir. Onları her zaman sevecektir.
Eğer seni bu şekilde sevmeyen ebeveynlerle veya babayla büyüdüysen, “Baba” kelimesi sana çekici gelmeyebilir. Aslında, bazı insanların kaygıları ebeveynleriyle ya da derin bir güvensizlik ve korku aşılayan bir hayat tecrübesi sebebiyle başlamış olabilir. İstismar görmüş, ihmal edilmiş ya da terk edilmiş olabilirsin.
Bunun gibi deneyimler dünyaya, kendimize ve başkalarınıza bakış açımızı çarpıtabilir. Ancak, Rab ile olan ilişkimiz yeni bir yaşamın başlangıcını getirir. İsa Mesih bunu yeniden doğmak olarak ifade eder. O’nunla bir ilişkiye başladığında hayat farklı ve yeni olmaya başlar.
Koronavirüs’le ilgili en büyük korkularımızdan biri, kendimizin veya sevdiklerimizin bununla başa çıkmak için duygusal veya fiziksel güce sahip olup olmadığıyla ilgilidir. Bu bizi korkutan her şey için geçerlidir. “Yapabilecek miyim?” sorusu aklımıza takılır.
Seni yaratan Rab, seninle ilgili her şeyi bilir. Geçmişini, başına neler geldiğini, başarılarını, hayatın için kurduğun düşleri, acılarını, geleceğini, ilişkilerini, yani tam anlamıyla her şeyini. İsa Mesih, Luka 12:7’de hayatının en küçük, en önemsiz ayrıntılarının bile farkında olduğunu söyler; “Nitekim başınızdaki bütün saçlar bile sayılıdır. Korkmayın, siz birçok serçeden daha değerlisiniz.”.
Mezmurlar 139:1-4 şöyle diyor, “Ya Rab, sınayıp tanıdın beni. Oturup kalkışımı bilirsin, niyetimi uzaktan anlarsın. Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin, bütün yaptıklarımdan haberin var. Daha sözü ağzıma almadan, söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya Rab.”.
O, senin hakkındaki her şeyi biliyor. Bu dünyada sahip olabileceğimiz en güvenli ilişki, bizi seven Rab ile olan ilişkidir.
Rab bu yaşamı kendi başımıza yaşayacağımız şekilde tasarlamadı. O, rehberliğiyle bizi farklı bir hayata yönlendirmek istiyor. Karanlıkta, belirsizlik için tökezlememize gerek yok.
İsa Mesih Yuhanna 8:12’de şöyle diyor “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”.
Davet edildik, 1. Petrus 5:7 şöyle diyor “Bütün kaygılarınızı O’na yükleyin, çünkü O sizi kayırır.”. Tehdit edici bir virüs de dahil olmak üzere, karşılaştığımız her sorunu yalnız başımıza omuzlamamız gerekmiyor. İhtiyacımız ne olursa olsun O’na sorabiliriz; sevgisi ve bilgeliğiyle sorunu çözebilir ve dualarımızla sevgi dolu bir Baba gibi davranabilir.
Bu zor deneyimlerden tamamıyla kurtulacağımız anlamına gelmez. Sevgi dolu bir baba mücadeleleri, başarısızlıkları ve hayal kırıklıklarını engellemez.
Ancak, sonuçta Rab bize bakabilir ve bakacaktır da. Rabbin sayabileceğimden çok dualarıma yanıt verdiğini gördüm. Henüz cevaplamadığı için yeniden sorduğum şeyler de var. Ama biliyorum ki, O büyük resmi, doğru zamanı görüyor ve bizi güvence altına alıyor.
Romalılar 8:28 şöyle diyor “Tanrı’nın, kendisini sevenlerle, amacı uyarınca çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin olduğunu biliriz.”.
Yapmam gereken önemli şeyler için karar vermem gerektiğinde yönlendirmeye ihtiyaç duyduğum zaman Rab açıkça beni yönlendirdi.
Bir şey cesaretimi kırdığında veya hayal kırıklığına uğradığımda, benimle nazikçe konuştu, bakış açımı düzeltti, Kutsal Kitap’ta O’nu aradığımda görüşlerini benimle paylaştı. O’nun rehberliği ayaklarımı tekrar sağlam bir zemine bastırdı ve kalbime huzur verdi.
Rabbin sevgisinin beni güvensizliklerimden kurtardığını ve insanlar için doğal olarak sahip olduğumdan daha fazla şefkat verdiğini gördüm.
Rabbin herkese sunduğu bu ilişki içinde olmak işte böyle bir şey. Kutsal Kitap, Rabbi harika bir danışman, sonsuz baba, barış prensi ve güçlü Rab olarak tanımlar. İşte Rab bunların hepsidir.
Altını çizmeliyim ki Rab ile ilişkide olmak, yaşamın sorunlarından kaçındığımız anlamına gelmez.
Hayatımda hiçbir şey yapamadığım bir zaman oldu. Hamileliğimin dördüncü ayında problemler olduğu söylendi. Sonuç ne olursa olsun, Rabbe güvenebilecek kadar O’nu iyi tanıyordum. Çocuğumuz ölü doğdu.
Rabbe bu konuda güvenebildiğim için, çok üzülmeme rağmen asla acı, öfke ve kaygı duymadım.
Ancak içimde beni şaşırtan bir duygu oluştu. Çocuğumuzun ölümünden sonra kocamın da ölme olasılığı konusunda korku ile mücadele etmeye başladım. Rabden bu korkuyla konuşmasını, bu korkuya nasıl düzgün bir şekilde bakacağımı göstermesini istedim.
Cevabım Rab beni Mezmurlar 91:9’daki bu ifadeye götürdüğünde geldi: “Sen Rabbi kendine sığınak, yüceler Yücesi’ni konut edindiğin için, başına kötülük gelmeyecek, çadırına felaket yaklaşmayacak.”.
Rabbin kimsenin ölmeyeceğine söz vermediğini biliyordum. Bu Rabbin vaat ettiği bir şey değil. Ancak sığınağım olarak Rabbe güvendiğimde, kocam ölse bile Rab bunun hayatımda “kötü” olmasına izin vermezdi. Rab, bu durumun beni aşmasına, yok etmesine veya bana zarar vermesine izin vermezdi. Her halükârda iyi olurdum.
“Başına kötülük gelmeyecek.”, eğer O’na güvenirsek, durumları farklı bir şekilde, huzurla yaşayabiliriz.
İsa Mesih, Yuhanna 16:33’te şöyle diyor “Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!”.
Bu nedenle bize Filipililer 4:4-7’de şöyle dendi “Rabde her zaman sevinin; yine söylüyorum, sevinin! Uysallığınız bütün insanlarca bilinsin. Rabbin gelişi yakındır. Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman Tanrı’nın her kavrayışı aşan esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır.”.
Bu sadece iyimser bir düşünce mi? Hayır. Rabbin yeteneği ve gücünün gerçekliğine bak.
Şu anda üzerinde bulunduğumuz dünya, saatte 1.000 mil (saatte 1.600 km) hızla dönüyor. Yine de bu dönüşün yarattığı gündoğumu ve gün batımının güzelliğinin tadını çıkararak sakin hissedebiliyoruz.
Ayrıca dünya güneşin etrafında dönüyor ve 67.000 mil yol kat ediyor. Bu hızda bile, güneşten çok uzak kalmayarak ve çok yakınlaşmayarak mükemmel mesafeyi koruyor.
Aynı şekilde, Rab milyarlarca galaksinin farkında olduğu gibi, hayatının büyük küçük fark etmeksizin, her ayrıntısının farkında ve seni seviyor.
Rab seni veya beni hak ettiğimiz için sevmiyor, ona güvenenleri sevmek ve onları önemseyip onlarla ilgilenmek doğasında var. Rab Yeşaya 41:10’da şöyle diyor “Korkma, çünkü ben seninleyim, yılma, çünkü Tanrın benim. Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim; zafer kazanan sağ elimle sana destek olacağım.”.
Yeşaya 40:28-31 şöyle diyor “Bilmiyor musun, duymadın mı? Ebedi Tanrı, RAB, bütün dünyayı yaratan ne yorulur ne de zayıflar, O’nun bilgisi kavranamaz. Yorulanı güçlendirir, takati olmayanın kudretini artırır. Gençler bile yorulup zayıf düşer, yiğitler tökezleyip düşerler. Rabbe umut bağlayanlarsa taze güce kavuşur, kanat açıp yükselirler kartallar gibi. Koşar ama zayıf düşmez, yürür ama yorulmazlar.”.
İsa Mesih Yuhanna 14:27’de şöyle diyor “Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.”
Koronavirüs (COVID-19) veya herhangi ciddi bir sorun hakkında endişe duymaktan kurtulmak, Rabbin gücünün yettiğini, seni umursadığını ve senin adına hareket edeceğini bilmeyle ve inanmayla mümkündür.
Rabbi bu şekilde tanımak için önce onunla bir ilişkiye başlaman gerekir. Rable ilişkiye başlamak ve sana olan sevgisini bilmek istiyorsan, bu link nasıl olacağını açıklıyor: Tanrı'ya Ulaşmak
| ► | Tanrı'yla arkadaşça bir ilişki başlatmaya ne dersiniz? |
| ► | Bize e-mail ile ulaşın… |
