Arabamda oturmuş trafik ışıklarına yakalanmış ve camları açarken kendimi yalnız hissettim. Bir odada arkadaşlarım ve kahkahalarıyla çevrilmişken veya gecenin bir yarısı, hem rüyalarımda hem de aniden karanlıkta uyandığımda kendimi yalnız hissettim.
Yalnızlık, hepimiz için tanıdık bir duygu.
Yalnızlık hissi, yalnızlık korkusuna ve yalnızlık korkusu da yalnızlıktan kaçınmaya dönüşebilir. Günün sonunda kendin, sırf bu dünya üzerinde yalnız olduğunu hissetmemek için, günde 1000 mesaj gönderip, duygularını alkol veya video oyunlarıyla bastırmaya çalışıp, neredeyse hiç tanımadığın insanlarla beraber olurken bulabilirsin. Ya da belki tam tersini yapar, kendini odana kapatıp, insanlarla bağlantı kurmaktan kaçınır ve dünyayı görmezden gelirsin. Bir kez yalnız hissettiğinde, yalnızlıktan kurtulmak neredeyse imkansızdır. Çünkü artık yalnızsındır.
Bir özdeyiş şöyle der, “Yürek kendi acısını bilir, sevincini ise kimse paylaşmaz.”1 Her birimiz temelde diğer insanlardan ayrılmış olup birbirimizi belli bir ölçüde anlayabilsek de, yine de bu ayrılığı hissederiz. Kimse sen olmanın nasıl bir şey olduğunu tamamen anlayamaz. Buna nasıl tepki verdiğinden bağımsız olarak, yalnızlık hepimiz için büyük ve acı verici bir sorun olabilir.
Ne için yaratıldığımızı hiç merak ettin mi? Kutsal Kitap, Rabbin bizi birbirimize bağlı bir topluluk olabilmemiz için bir araya getirdiğini anlatır. Çoğunlukla romantik ilişkileri ve hatta arkadaşlıkları kafamızda idealleştiririz, doğru kişiyi bulduğumuz zaman asla yalnız olmayacağımızı düşünürüz. Ancak kadın veya erkek fark etmeksizin mutlu ve evli insanlar da yalnızlığı hisseder. Sadece diğer insanlarla bağlı olmamız için değil, Rab ile de bağlı kalabilmemiz için bir araya getirildik. Zenginlik, başarı ve hatta onur bile bizi yalnızlıktan korumak için yeterli değildir. Popüler kültür bu tarz örneklerle doludur: yaygınlaşmış boşanma, intihar ve uyuşturucu kullanımı klasik bir Hollywood yaşantısını yansıtmaktadır.
Kutsal Kitapta hem her şeye sahip olduğu halde yalnız hisseden insanlar hem de hiçbir şeyleri olmadığı halde Rabbe yaklaştıklarında ihtiyacı olan her şeyi bulan insanlar hakkında hikayeler yer alır.
Süleyman, Rabbin muazzam bilgelik verdiği İsrail’in kralıydı ve kelimenin tam anlamıyla her şeye sahipti: büyük altın yığınları, kocaman bir saray, yüzlerce eş ve cariye… Tüm bunlara bakarak Süleyman’ın dünyadaki en mutlu adam olduğunu düşünebilirsin, ama hayatın ne kadar anlamsız olduğuna dair bir kitap yazdı: “Yaptığım bütün işlere, çektiğim bütün emeklere bakınca, gördüm ki, hepsi boş ve rüzgârı kovalamaya kalkışmakmış. Güneşin altında hiçbir kazanç yokmuş.”2 Bu ifadesinden Süleyman’ın ne kadar yalnız ve çaresiz hissettiğini anlayabilirsin.
Buna karşılık, İsa Mesih bir gün kasabaya doğru yürürken cüzzamlı bir adam tarafından karşılanır. Cüzzam eskiden daha korkutucu bir hastalıktı, insanlar yakalanmaktan çok korkuyordu. Cüzzamlı kişiler arkadaşları ve aileleri tarafından terk edilmiş, dışlanmış, sokak köşelerinde yemek için dilenen kişiler haline gelmişti. Toz ve kir içinde oturan, yoldan geçen herkes tarafından görmezden gelinen bir cüzzamlı hayal et. Geri dönecek kimsesi ve cebinde beş kuruşu yok. Bu adam ayağa kalkıp, İsa Mesih’e doğru yürür, sokakta dizlerinin üzerine düşer ve İsa’dan temizlenme diler. İsa Mesih yıllardır başka birinin dokunmadığı cüzzamlıya dokunur ve onu iyileştirir. Artık toplum tarafından kabul edilebilir olan bu adam sevinçle dolarak, İsa ona bunu yapmamasını söylemesine rağmen, herkese iyileştiğini anlatmaya gider. Hala kimseye ve hiçbir şeye sahip olmamasına rağmen, hayatı aniden sevinç ve anlam kazanır. Eski, toplum dışına itilmiş hayatını böyle kökten değiştiren şey nedir? İsa ile gerçekleştirmiş olduğu kısa bir etkileşim.
Rab ile ilişki kurabilelim diye yaratıldık.
Bizi yalnızlığımızdan kurtarabilecek tek şey budur, çünkü bu bağlantıyı kurabilmemiz için yaratıldık. İsa Mesih ile olan bu etkileşim, cüzzamlıların hayatına konfor ve neşe getirirken, dünyadaki bütün mücevherler, altın ve kadınlar Süleyman’ın hayatına hiçbir anlam getiremez. Rab ile ilişki içinde olmak her şeyi değiştirir, yalnızlık sorunumuzun çözümü Rabdir.
Rab ile bir ilişkimizin olması, bizi hayatımızın geri kalanında yalnızlık hissetmekten korur diyebilir miyiz? Hayır. Basitçe söylemek gerekirse, düzen bozulmuş halde. Bu konu biraz karmaşık, “Hayat Neden Bu Kadar Zor” makalesini okuyarak bununla ilgili daha fazla bilgi edinebilirsin; dünyamız hasarlı bir yer. Günahlarımız ve Rabden ayrı yaşama isteğimiz yüzünden Rabden ayrı düştük. Bu dünyada, yaşamı olması gerektiği gibi, yalnızlık, kötülük, üzüntü ya da korku olmadan deneyimleyemeyiz.
Peki ya şimdi ne olacak?
Yalnızlığın acil bir çaresi yoktur ve yalnız hissetmek insanlığın doğasında vardır. Yine de bu hisse yardımcı olabilecek iki şey mevcuttur:
Bağlı kalabilmek amacıyla yaratıldığımız için yalnızlıkla başa çıkabilmemizin büyük bir kısmı topluma dahil olmaktır. Hiçbir arkadaşın bir daha yalnız hissetmemeni sağlayamaz, ancak çevrende seni kim olduğun için önemseyen insanlar varsa (bedenin, becerilerin, paran ya da alkolün olduğu için değil) gerçekten yalnız olmadığını görmeni sağlayabilirler.
Aslında bilim de bunu desteklemektedir: ne kadar çok arkadaşın olur ve bağ kurarsan, sağlığın da o kadar iyi olur. Tek yapman gereken Google’dan “Arkadaşlığın Sağlık Üzerindeki Faydaları” diye aratmaktır. İnsan etkileşimi üzerine araştırmacı ve uzman olan Brene Brown bunu şu şekilde açıklar: “İnsanlar arasındaki bağı, yargılamadan alıp verebildiklerinde ve ilişkilerinden destek ve güç kazandıklarında, görüldükleri, duyuldukları ve değerli hissettikleri zaman oluşan bir enerji olarak tanımlıyorum.” Hayatını seni seven insanlarla paylaşmak, kendi bakış açının dışına çıkabilmen ve yalnız kaldığın anlarda hayatına anlam vermen için yardımcı olur.
Bazen, asla göremeyeceğin bir Rabbe inanmanın cuma gecesi daha az yalnız hissetmene nasıl yardımcı olacağını görmek zordur. Ancak Kutsal Kitap, Rab İsa’nın çocuklarını asla terk etmeyeceğini ve adını anan herkese yakın olduğunu söyler. Rab seni seviyor ve seninle ilişki kurmak istiyor. Yalnız kaldığın zaman O’na gelmeni istiyor.
Sadece bu da değil, Rab seni anlıyor. İsa Mesih hayatının en kötü saatlerinden geçerken ve çarmıha gerilmek üzereyken, arkadaşları O’nu terk etti ve hatta O’nu tanımıyormuş gibi davrandılar. İsa, yalnız bir insan olmanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi bilir. Kutsal Kitap şöyle diyor, “Rab gönlü kırıklara yakındır, ruhu ezikleri kurtarır.”3 En derin yalnızlık anlarında aslında yalnız olmadığını bilmek sana nasıl hissettirirdi? Seni yaratan Rab seninle birlikte ve seni asla terk etmeyecek!
Bizi yalnızlıktan uzak bir dünyada yaşamaktan ayıran günah, aynı zamanda bizi Rabden de ayırır. Ne kadar iyi olursan ol veya ne kadar çok uğraşırsan uğraş, bu ayrılığın altından kalkamazsın. Rab kendisiyle ilişkimizi düzeltmek için İsa Mesih’i dünyaya gönderdi. Kutsal Kitap İsa’nın kalbi kırık olanları tamir etmeye geldiğini söyler. Rabbin mükemmel oğlu olan Mesih İsa, bizim günahlarımız için öldü. Böylelikle biz de cüzzamlı gibi temiz ve sağlıklı olabiliriz. Artık dışlanmış ya da reddedilmiş olmayız, Rabbin bir çocuğu oluruz. Önder ve yazar olan Tim Keller, Rabbin bizi nasıl gördüğüyle ilgili şöyle der: “Rab, yüreğinin en derinlerine kadar bilir ve seni göklere kadar sever ” Rab en kötü anlarımızı görür ve yine de hepimizi aynı şekilde sever; O’na gelmemizi ister.
Rab ile bir ilişki kurmak ve yalnız kaldığın anlarda sana yardımcı olmasına izin vermek ister misin? Bunu hemen şu an inanarak ve O’nu duayla yaşamına kabul ederek yani Rable konuşarak yapabilirsin. Rab, seni ve kalbini iyi tanır, bu yüzden kelimeler veya tutumun önemli değildir. Eğer nasıl dua edeceğini bilmiyorsan, aşağıdaki örnek duaya bakabilirsin:
Rabbim, seni yakından tanımak istiyorum. Günahlarım uğruna çarmıhta öldüğün için teşekkür ederim. Hayatımın kapısını sana açıyor, seni Kurtarıcım ve Rabbim olarak hayatıma davet ediyorum. Lütfen hayatımı kontrolün altına al. Günahlarımı affettiğin ve bana sonsuz yaşam verdiğin için teşekkür ederim. Benimle olduğun ve beni asla terk etmeyeceğini söylediğin için teşekkür ederim. Lütfen varlığını hissetmeme yardım et.
Yazan: Ashleyne Seitz
► | İsa Mesih'i az önce yaşamıma davet ettim. (Bu konuda size faydalı olabilecek bilgiler göreceksiniz)… |
► | Tanrı'yla arkadaşça bir ilişki başlatmaya ne dersiniz? |
► | Bize e-mail ile ulaşın… |
Dipnotlar: (1) Süleyman’ın Özdeyişleri 14:10 (2) Vaiz 2:11 (3) Mezmurlar 34:18